Page 52 - T

Basic HTML Version

İnsanlar birbirlerinden nefret ediyorlar çünkü birbirlerinden korkuyorlar.
İnsanlar birbirlerinden korkuyorlar çünkü birbirlerini tanımıyorlar.
İnsanlar birbirlerini tanımıyorlar çünkü birbirleriyle konuşmuyorlar.
İnsanlar birbirleriyle konuşmuyorlar, çünkü birbirleriyle iletişimkuramıyorlar.
Martin Luther King
Peki o zaman ne yapmalıyız?
Öncelikle çocuklarımız 2-2,5 yaşından itibaren bütün bu
sosyal becerileri deneyimleyebileceği, akademik kaygılardan
uzak, çocuğun özellikle kendi yaş grubundan oluşan oyun
gruplarında, haftada en az 2-3 gün, günde 2-3 saatlik zaman-
larını geçirmeye başlamalılar.
Çocuklar bu yaşlarda paralel oyun dönemlerinde olduklarından
öncelikle birlikte oyunlar oynamayı tercih etmeyeceklerdir.
Onların oyunları aynı ortamda yan yana gelerek benzer
oyunları ve davranışları taklit etmek olacaktır. Birbirlerinin
oyuncaklarını ilk başlarda elinden almaya çalışırken doğru
yönlendirmeler ile istemeyi, sırasını beklemeyi, rekabet etmeyi,
kaygı yaratan durumlarla baş etmeyi öğrenecektir. Başka bir
arkadaşının yaptığı doğru veya yanlış davranışları izleyecek ve
öğretmenin verdiği geri bildirim ile ne yapması ya da
yapmaması gerektiğini modelleyecektir. Yaptığı davranış
engelliğinde bunun sadece kendisi için olmadığını sosyal bir
kural olduğunu algılamaya başlayacaktır. Bu şekilde akranları
ile etkileşimde olarak paylaşmayı ve sosyalleşmeyi öğrenmeye
başlayacaktır.
Sosyal sorumluluk projelerinin somut sonuçları
paylaşılmalı
Erken çocukluk döneminde, sosyal sorumluluk çalışmaları
aslında soyut gibi görünmektedir. Bu yaşta çocukların bu
çalışmaların önemini ve yaptıkları çabaların nereye gittiğini
anlayamayacakları düşünülebilir. Oysa çalışmalar çocukların
yaş grupları düşünülerek yapıldığında, somutlaştırıldığında
ve özellikle çocuklar sürecin içine dahil edildiğinde ve somut
sonuçları paylaşıldığında kazanımları farkındalıkları büyük
oluyor. Bu çalışmalar süreklilik arz ettiğinde çevre ve toplumla
ilgili olanları daha fazla fark etmeye başlıyorlar.
Bunoktada aileleri de sürecedahil etmek büyük önemtaşımakta.
Okul ortamında yapılanlar çocukların eğitiminde başrolü
oynasa da ailelerin davranışları ve model olmaları bu davranış
ve alışkanlıkların kazanılmasında ve kalıcı hale gelmesinde
büyük önem taşımaktadır. Okul öncesi dönemde yapılan bu
projeler ile çocuklar sosyal sorumluluk bilincini erken yaşta
geliştirerek, ilerleyen yıllarda daha etkili olabilecekleri bu tür
projelerde yer alma istediğine sahip olacaklar ya da kendi
projelerini yaratabileceklerdir.
Yalnız değilim ve çevreme karşı sorumluluklarım var
Çocuklar 4 yaşından itibaren artık evrende yalnız olmadıklarını,
yaşadıkları dünyayı kendileri ve ailelerinden başka insanlarla,
bitkiler, hayvanlarla paylaştıklarını ve onlara karşı sorumlulukları
olduğunu kavramaya başlarlar. İşte bu noktada onlara paylaşma
ve yardımlaşmanın yakın çevremiz dışında, uzağımızdakiler,
tanımadıklarımız ve hatta doğa içinde yapılmasının önemi
anlatılmalıdır.
Çünkü çocuklar küçük yaşlarda kalplerinde büyük bir
duyarlılık ve merhamet taşırlar. Çevrelerindeki ihtiyaç sahibi
canlılar için nasıl yardımlarda bulunabilecekleri tartışılabilirler.
Kullanmadıkları oyuncak, kitap, ve giysilerini onlar için paylaş-
maktan mutluluk duyarlar. Her canlının kendileri kadar şanslı
olmadığını ve eşit imkanlara sahip olmadığını gördüklerinde,
sahip oldukları onlar için daha kıymetli olur. Değer bilme
farkındalıkları ve talepkar olma istekleri, paylaşma ile gelişir
ve daha mutlu bireyler haline gelirler.
Bir sosyal sorumluluk projesi başlatıldığında;
* Projenin amacı çocuklara onların anlayabileceği somut
görseller ile kısaca anlatılmalıdır.
* Bu ihtiyaç sahibinin ihtiyacını karşılamak için neler yapıla-
bilir hep birlikte tartışılmalıdır.
* Proje boyunca yapılacak çalışmalar belirlenip çocuklar
arasında görev dağılımı yapılmalıdır.
* Proje için gerekli duyuru, a ş, resim çalışmaları ve bunların
asılması, duyurulması çocuklar tarafından yapılmalıdır.
* Proje sonlandığında ihtiyaç sahibinin duygu düşünceleri
çocuklarla görsel ve somut olarak paylaşılmalı ve onlarında
bu konudaki yorumları alınmalıdır.
* Projeye aileler de dahil edilmeli ve ebeveynler davranış ve
düşünceleri ile çocuklarına model olmalıdır.
Bu süreç içinde çocukların birçok sosyal becerileri ve algıları
doğal olarak gelişirken, akademik, dil, bilişsel, motor becerileri
de gelişmektedir. Ayrıca bu çalışmalar sırasında sosyal çevresinde
ilişki kurduğu kişilerden aldıkları olumlu geri bildirim ve takdir
sayesinde özgüvenleri gelişmektedir.
Bu durum onları, çocukluk döneminde daha mutlu paylaşımcı,
uyumlu, girişken yaparken, yetişkin olduklarında da, başarının
sadece akademik yada kariyere bağlı olmadığının farkında,
yaşamsal becerileri üst düzeyde gelişmiş, çevre ile ilişkileri
kuvvetli sevilen, aranan, sözü dinlenen bir birey yapacaktır.
Her ebeveynin çocuğu içinde isteği bu değil midir?
Bu anlamda bizim okulumuzda her yıl farklı ihtiyaç sahipleri
için sosyal sorumluluk projeleri yürütülür. İhtiyaç sahibi
insanlar, doğa ve çevre, hayvanlar ve engelliler için yaptığımız
bu projeler başından sonuna çocukların içinde aktif görev
aldığı projelerdir. Çocuklar bu projelere büyük bir heyecan ile
katılır ve görev alırlar. Her proje sonuçlandığında çocukların
duygu ve düşüncelerini öğreniriz. Ne hissettiklerini sorduğu-
muzda birçoğu mutlu olduklarından ve yaptıkları işle ilgili
gurur duyduklarından bahsederler. Kendilerini işe yarar
hissetmenin, toplumda kabul görmenin erken yaştaki gururu
ve mutluluğudur bu, ileriki yaşlarına yansıyacak.
Yazı
50